30 Eylül 2009 Çarşamba

İnşallah İyidir Benim Tatlı Kuzucum


Bugün akşam 7:30 da kontrolümüz var bakalım Allah'ım inşallah ciğerlerinde bişey yoktur. Sabahları öksürüyor ama neyseki çok yoğun bir öksürüğü yok burun akıntısı hafifledi gibi gece hırıltısı olmadan burnu daha açık uyudu. Bu arada salyalarıda akmaya başladı diş belirtisidir derler ama doğrumudur bilmiyorum. Malum daha hiç dişimiz yok.Bakalım umarım akşam güzel şeyler duyarız doktordan. Kendimi gene çok yorgun hissediyorum.


Not: Fotolar pazar gününden neşesi çok yok hastalık yüzünden en baştakinde özellikle sanki zorla gülmüş gibi.

28 Eylül 2009 Pazartesi

Sonbahar'a Hastalıkla Başladık

Cumartesi eve döndüğümde burun akıntısı baya bir başlamıştı ama keyfi yerinde yemesi iyiydi ateşi de yoktu gene atom karınca gibi ordan oraya geziyordu. Ama pazar sabahı biraz balgam kaynaklı öksürük olunca hemen randevu aldım doktordan ve saat 3 de muayene için gittik. Doktor güzelce bir tarama yapıp iyice ciğerlerini dinledi. Benim korkum acaba ciğerlerden gelen bir öksürükmü acaba bronşit tarzı bişey olabilirmiydi. Neyseki doktorumuz bu ara mevsim değişimi nedeniyle özellikle etrafta salgın olduğunu belirterek şükür ciğerlerde bişey yok dedi bir soğuk algınlığı olduğunu söyledi. Yalnızca boğazda bu durumun gıcık yaptığını balgam nedeniyle de öksürdüğüni söyledi. Biraz içime su serpildi neyseki. Sonra şu aşama da antibiyotik ben olsam kullanmam dedi ve bir balgam söktürücü ile soğuk algınlığı giderici şurup verdi zaten evde nefes açıcı burun damlamız ve spreyimiz vardı onları kullanabilirsin dedi. Çarşamba tekrar kontrolü var bakalım umarım kötü bir gelişme olmaz o zamana kadar umarım bronşit felan olmaz. Doktora sorup Elif'in dediği şu ilaç konulan buhar makinalarından almayı düşünüyorum kimiside önermiyor vallaha aklım karıştı bi sorcam kontrolde.

Birde şu varki doktora gene sordum. Tarkan'da biraz terleme olayı var. Özellikle uyurken sürekli başındayım terini siliyorum. Doktora tekrar sordum bu terleme olayını evet ter soğuk algınlığı için bir etkendir ama başlı başına bir neden değildir dedi. Sebebine gelecek olursak kan değerlerinin düşük olması bi etkendir dedi. Ama %70 sebep genetiktir. Bunu bize başka bir doktor daha demiştiki eşim eşimin annesi babası çok terleyen insanlar ben mesela öyle değilim onlar yaz kış sürekli terlerler ki doktor eşime bakıp yani terlemesi genetik gördüğüm kadar dedi. Ki kan değerlerine baktırdığımızda Tarkan'ın değerleri normaldi bir ay önce boğaz ilihabı olunca baktırmıştık. Doktora bunuda söyledim yani çokta bu anlamda bebişi yıpratmayalım dedi anlattıklarına ve gördüğüme göre biraz genetik sebeplerden dolayı terleme olayı oluyor dedi. Sonra kilosuna baktı 9 kilo boyuda 74 cm olmuş değerleri oldukça iyi maşallah dedi. Böylece konuştuk randevulaştık çarşamba için çıktık.

Sonra ne mi yaptık şöyleki. Cumartesi ben telefonumu yolda düşürmüşüm eve dönerken. Eve gittim bakıyorum yok işte bıraktım galiba dedim çok unutkanım ya bu aralar bide Tarkan'ın hastalık sıkıntısı ama hayal meyal dönerken saate çıkarıp baktığımı hatırlıyorum galiba çantaya koyarken o arada düşürmüşüm. Neyse sağolsun birileri bulmuş bakmışlar ekranda bir çocuk resmi sonra numaralara bakarken eşimin telefonunu aramışlar sonra tabi İskender'de geldi Sibel telefonunu düşürmüşün boşuna arama dedi. Carfour'da randevulaşmışlar saat 4 te kontrolden sonra oraya gittik bi müddet sonra aradılar bizde burdayız diye çok tatlı bir bayan elinde telefonum baktım bize doğru yürüyor. Gerçekten o kadar tatlı biriydiki sağolsun. Tanıştık onlarında misafirleri varmış İstanbul'dan onları gezdirirken yanlış bi yola girmişler arabayla sonra zannedersem arabadan yer sormak için iniyorlar bir de bakıyorlar kenarda telefon sonrası malum işte neyseki telefonum çok az bir hasarla elime geçti. Arkasında birkaç çizik olmuş o kadar. Sonra biraz gezdik dükkanları yemek yedik ve babanne ve dedenin Tarkan'ı özledik getirin demesiyle de geri döndük. İşte böyle bir hafta sonu geçirdik.
Bakalım şimdilik tedaviye devam havalarda bi tuhaf güneşli ama keskin soğuk bir rüzgar var insan şaşırıyor sonbahara hastalıkla başladık kışın halimiz nice olur artık düşünemiyorum.

26 Eylül 2009 Cumartesi

Yok Yok......

Ben şunu iyice anladımki Tarkan'ın gerçekten bünyesimi zayıf yoksa hastalıklarımı üstüne çekiyor ne her ay muhakkak hastalanmadan rahat olmuyor galiba. O denli dikkat etmemize evdekilerin de o denli üstüne titremelerine, hala büyük bir zevkle meme emmesine (hani anne sütü direnç sağlardı) rağmen bişekilde hastalanıyor. Dün akşamda hafif burnunda hırlama vardı serum fizyolojik sıktım aksilik oda çok azdı nerdeyse bitti sıkınca. Gece ara ara burnu hırladı zaten birkaç akşamdır da hep huzursuz ağlıyor sık sık uyanıyor dünde özellikle 3 ten sonra defalarca kalktı burnu onu zannedersem rahatsız etti. Gözleri kapalı sürekli ağladı kucağıma aldım sustu yerine koydum ağladı. Sinomarin kullanıyorum burnu için oda bitince sabahı zor ettim. Bu seferde sabah uyanmaz saat 8 hala uyuyor. Baktım işe geç kalıyorum mecburen bezini değiştirdim hala uyuyor üstünü değiştirmeye başladımki uyandı ama ne mutlu gülücükler atıyor. Biraz burnunu çekince zannedersem onu rahatsız etti hala hafiften yalnız burnundan hırıltı geliyordu. Üzerini giydirip çıkardık eczaneler kapalıydı. Babannesine bıraktık. Sonra babası beni metroya bıraktı dönüşte eczaneden serum fizyolojik almış aynı markanın başka bir muadili söyledi adını ama unuttum. Neyse aradım şimdi sıkmışlar iyiymiş. Belki de bilmiyorum dişlerimi yapıyor hem huzursuz hemde burnu tıkalı bilmiyorum bugün bi bakalımda durumu iyi olmazsa doktora götürcem. Doktorunu da aradım ateşi çıkarsa görelim dedi.Gerçi şimdilik iyiymiş ama umarım ciddi bişey olmaz. Allah dermansız hastalık vermesin bunlar bişekilde gelip geçiyor, aslında bugün cevaplamam gereken 2 mim vardı çok öncelerden mimlenipte birtürlü yazamadığım şeyler ama moralim bozuldu galiba yazamıycam. En kötüsü de sen çalışırken hastalandığını bilmek nasıl olduğunu merak etmek bu çok kötü bir duygu.

23 Eylül 2009 Çarşamba

İlk Bayram

Bugün bayram ertesi yoğunluğuyla başetmeye çalışan ben bu blogspota iyice sinir olmaya başladım. Bayramdan önce başlayan bloğuma girememe maceram bazı düzenlemeler yapmama rağmen hala devam ediyor. Gerçi zannedersem birkaç blogda da aynı sorunları okudum kafayı yemek üzreyim. Bişeyler yapıyorum düzeliyor sonra gene aynısı. Şu yağmur olayından sonra başladı bendeki sorun ve hala sürüyor önerisi olan varsa lütfen yazsınnn.

Neyse bu sıkıcı girizgahtan sonra gelişme faslına geçelim. Evet resmen büyük gelişmeler oldu geçen hafta Tarkan'da. Bütün ıkınmalarına, sıkılmalarına çabalamalarına mızıklanmalarına uğraşlarına ve emeklerine nispet yaparcasına emeklemeye başladı. Şuan kaplumbağa hızındayız ama her geçen gün daha rahat ve bir adım daha fazla emekliyoruz. Artık kendi kendine emekleyip tekrar dengesini sağlayarak oturabiliyor öyle güzelki bunu izlemek. Ama tabiri caizse paçalarımdan da ayrılmıyor artık, bi bakıyorum yavaş yavaş ben nereye gidiyorsam oraya gelmeye çalışıyor. Çekmeceler artık açılıp kapatılmaya başlandı nerdeyse elini hafif sıkıştırıyordu bile.


Acayip bana düşkün oldu yanından hiç ayrılmamı istemiyor hele sabahları onu babanneye bırakırken bize bakışı yokmu insan çok tuhaf oluyor ama napalım herşey onun geleceği için.


Bu arada Tarkan'la ilk bayramımızı da yaşadık hayırlısıyla. İlk gün cicilerini giyindi babanne ve dedesine el öpmeye gitti. Malesef benim annemler memleketten hala dönemedikleri için ilk bayramımızı onlar olmadan geçirdik. Tabiki onlarda arandı Tarkan'ın telefonu görmesiyle başlayan sevinç çığlıkları dinletildi Tarkanla hepbirlikte kahvaltı yapıldı çok güzel bir bayram sabahı yaşandı.Malesef makinaya pil almayı unutan ben o günün neşesini fotoğraflayamadım ama sonraki günlerde bol bol resmini çektim.








O gün tabi gelen giden baya oldu ve Tarkan bütün herkesin sevgilisi konumunda oldukça mutlu o kucaktan o kucağa gezinen bir kedicik misali küçük küçük emekleyen bütün bildiği hünerlerini ve şirinliklerini sergileyen yerinde hiç durmayan bir maymuncuk olup çıkıverdi.











Tarkan bayram ziyaretlerine gitti bu arada paraları, ona alınan hediyeleri de kaptı oooh. Özellikle Tarkan'ın bir cici annesi varki Dilek abla ona çok güzel bir yelek örmüş çamaşırlar almış.Burdan emekleri için ve oğlumu çok sevdiği için ona ve kızı Melise çok teşekkür ederim. Öyleki onu görmeden gün geçirmiyorlar o gün görmedilerse akşam gelip biraz bize götürebilirmiyiz diyorlar. Bizimki de Dilek ablayı kızını oğlunu o kadar seviyorki bir seviniyor onlara gidince görmek lazım. Birde orda kocaman ayısı Bora var onunla resmen güreş yapıyor kafasını tosluyor acayip bir atom karıncaya döndü zaten bi oyunlar bi çığlıklar bazen ben bile şaşırıyorum. Birde Ece ve Nalan ablasını da unutmayayımda burdan hep teşekkür etmeyi unutuyorum. Ece ablamız üniversitede okuyor, Nalan ablamızsa halasının arkadaşı ama her ikisi de Tarkan'ı çok seviyorlar zaten bizimki de güzel kızları görmesin hemen atlıyor kucaklarına. Nalan ablası da oğluma çorap hediye etti çok güzeller gerçekten burdan birkez daha teşekkür etmek istedim. Sağolun bütün sevgileriniz için.









Biraz bu sene havanın azizliğine uğramadı değil bayram ama gene de 3 kişilik geçirdiğimiz ilk bayram olması nedeniyle oldukça güzeldi diyebilirim.



Aslında benim küçüklüğümdeki o bol kalabalık sofraların yemeklerin gelenlerin gidenlerin eksik olmadığı şaşaalı bayramlara özlem duymadım desem yalan olur. Herşey gibi bayramlarda yavaş yavaş sönükleşmeye başladı.
Acaba bizden sonraki nesilde nasıl yaşanır bayramlar bilemiyorum ama inşallah gene adına yakışır şeker gibi bayramlar olur, biraz ümitsiz olsam bile genede umut etmek gerekir öyle değilmi.
İkinci ve üçüncü günlerde de birkaç gezinti ve ziyaret yaparak ilk bayramımızı bitirmiş olduk darısı inşallah bir dahaki bayramlara değip herkesin birkez daha geçmiş bayramını kutlayarak sözü biraz resimlere bırakıp ben kaçıyorum sıra şimdi birazda sizleri okumaya geldi.

Salatalık canavarı minik minik koparıp hoop mideye

Seni şımarık seniiiii

Tipe bakarmısınız halası Vecihi diyor bu şapkayı takınca ama napalım hava soğuk kulaklarımız üşüyor.

Babamızla ilk bayram pozumuz

Çok pasaklı ama çok şirinim dimiiii.

12 Eylül 2009 Cumartesi

DÖNÜŞ

Dönüşler güzel olur yeniden başlamaktır herşeye

Yarımlarını eteklerinden atmaktır tamamlamaktır herbir noktayı

Dönüşler bazen faydasızlıktır çare getirmez

Bazen carenin takendisidir yüzleştirir hatalarınla doğrularınla,

İstemek yada istememektir istersin olur istemezsin olmaz,



Belki de işte asıl anlatmak istediklerim bu kelimelerde gizli. Evet hani şu meşhur söz vardır ya dönüşüm muhteşem olacak aslında böyle ebatı büyük bişey söylemiycem asla sadece döndüm demek için uğradım.

Neden gittinki derseniz aslında ilk anlarda iş yoğunluğundan fırsat bulamayışımdı yazmayışım sonrasımı sonrası kötü. Aslında son yazımdan birkaç gün sonra 8. ay kontrolümüzü olduk neşeliydik oğluşum az kilo almıştı ama boyu uzamıştı kulağı burnu ciğerleri gözleri herşeyi çok iyiydi maşallah güle oynaya evimize geldik.Aradan iki gün geçmedi ben gribe yakalandım of nerden çıktı gene diye içim içimi yerken maske felan o gün akşamı atlattım gece Tarkan'a bakmak için uyandımki alevler içinde yanıyordu.Hemen ateşini ölçtüm 37,6 civarıydı beynimden vurulmuşa döndüm oysaki ne kolladım ona bişey olmasın diye düşünürken bir yandan babası bir yandan ben hafif ıslak bezlerle koltuk altlarını ovmaya başladık derken saatler birbirini kovaladı ama ateşi düşmedi bir fitil koydum ve bir müddet sonra düştü tabi sabah olmuştu nerdeyse eşimle saat 8 gibi aldık özel hastaneye götürdük doktoruna baktı etti yok bişey dedi muhtemel senden virütik birşey bulaşmıştır dedi şurup ve fitil yazdı gönderdi. Bizde oh dedik ama erken demişiz. Mecbur bıraktık babannesine ve işe gittim ama o gün bana zehir oldu her yarım saatte nasıl diye aramaktan artık onlarda bıktı o denli çok aradım. Eve gittiğimde gene çok ateşliydi hemen ılık bir duş aldırdık şurubunu içti ama nafile çok az bir müddet geçti tekrar baktık olacak gibi değil çocuk hastanesine gittik saat gece 11di.Sonra muayenede doktor boğazı kızarmış dedi kan testi istedi yaptırdık ve saat 2,5 civarıydı sonuşları aldık ve doktorun tahmini doğruydu boğaz iltihabı gene. Ben doktora teleşlı telaşlı daha 1 ay önce olmuştu neden neden diye sorarken doktor bana gülümseyerek olacak bunlar kendini yıpratma dedi. Bunlar 6, 7 yaşlarına kadar ara ara olacak başka hastalıklarda geçirecek böylece vucudu direnç kazanacak dedi. İlaçlarını yazdı ve eve girdiğimizde saat 4 tü.

Sonra ki günler işte onlar çok zorladı tam 4 gün ateşle mücadeleyle geçti ama ne mücadele yemek yemeyen, sürekli ağlayan, sürekli uyur vaziyette geçirdi Tarkan günlerini de. 4 günden sonra da ilaçlar etkisini göstermeye başladı ve ateşi hafifledi 5. günde ara ara ateşlendi ve 6. gün tamamen bitti. Tabi bende bittim. Çünkü hep ağlayan yemek yemeyen sürekli beni kucağınıza alın diyen bir çocukla başetmek o kadar da kolay değil sizler de bilirsiniz. Neyse sonraki hafta dahil bu mızmızlığı ve huzursuzluğu sürdü düşünün artık beni. Sonra da içimde bi yazmama isteği doğdu hani soğursunuz ya veya bi müddet ayrı kalmak istersiniz öyle bişey belki de. Hiç girmedim bile bloğa. Ama giripte bazı meraklanan yorumları görünce bu süreci çok uzattığımı farkettim.
İşte hikaye böyle aslına bakarsınız belki bi müddet daha pek bişeyler yazamıycam malum bayram haftası iş yoğunluğu alışveriş ev işleri tavan yapmış durumda artık kısmetse bayram sonrası ben ve Tarkan yeni maceralar yeni resimler videolarla karşınızdayız.