21 Aralık 2011 Çarşamba

3...


O kucağıma ilk aldığımda minicik, çarpık bacaklı, gül yüzlü yarumun şimdi böyle bozlar verip karşımda durmasına ve artık yaşının 3 olmasına inanamıyorum. Ama öyle, zaman hiç durmadan geçiyor en minicikliğin hayal meyal aklımda. Uykusuz geçen günlerimi, çaresizliklerimi, bazen gelen ağlama krizleriniyse unuttum bile. Şimdi aklımda hep senin güzelliklerin var. O günkü sevinç kahkahaların var mutlu dans edişin var hediyelerini alınca herkese sarılışn var. Yanağıma kondurduğun kocaman öpücüğün var...


















Rengarenk, alabildiğine mutlu gülen yüzlerle , bizim sevdiklerimiz seni sevenlerle dolu, sıcak samimi hatırlanası bir doğum günüydü. Güldük eğlendik dans ettik yedik içtik karelerle ölümsüzleştirdik her anı. O kadar çok fotoğraf biriktiki o günden bize kalan.















Evet bütün bunları yaparken çok zorlandım. Çünkü anısı olsun diye hediye edilecek herşeyi, bannerları, süslemeleri, şeker kavanozlarını, yenilenleri içilenleri, herşeyi ama herşeyi istedimki senin için ben yapayım. İstedimki tek tek uğraşayım onlarla ve zevkle vereyim sevdiğim insanlara. Deydi mi hemde nasıl? İyiki de onları yapmışım dedim herkes büyük bir mutlulukla hediyelerini alınca...















































Canım oğlum bize hep böyle sarıl hiç bırakma..






Canımın içi yavrucum artık dolu dolu 3 yaşındasın ve 4 yaşının merdivenlerini yavaş yavaş çıkmaya başladın bile. Nice güzel mutlu gene bir sürü gülen yüzle dolu doğum günlerine. Sen bizim en kıymetlimizsin. Ve iyiki benim ve babanın biricik yavrususun. Sen bizin hayat ışığımızsın. Baban, annen ve tahmin edemiyeceğin bir sürü insan seni o kadar çok seviyorlar ki...