30 Ocak 2012 Pazartesi

Ne İdik Ne Olduk




Bu sabah hayatımın dumurunu yaşadım

Tarkan hadi annecim kalkma vakti (saat 8 gibi)

Gelen yanıt yardı kafamda biryerleri

"Offf anne dit basımdan"

DANK

3 yaşındaki velede bak birde ses tonu vardıki.

Benim canım annem seni daha iyi anlıyorum evet bende sana ara ara böyle derdim sende aynı hissettiklerimimi hissediyordun.

Çocuğun olunca anlarsın dedikleri bu olsa gerek.

Bu surat ifadesine bayılıyorum oğlum gülümse dediğimde ağzını sonuna kadar açıp aaaa demiyormu şebelek seni..

Mutfakta ne yapsam dibimde illa oda bişeyler yapacak. Ya yoğurdu karıştıracak ya yemeği , Ya keki, yumurtaları illa o kıracak. Geçen topkek yaptık.Babasına tarif ederken:

2 su badağı, 2 su badağı

şeker koy, ııııhhh (düşünüyor tüyo benden geliyor)

hah 2 umurta,2 su badağı,2 su badağı hıh tamam

Yağı unuttun annecim.

Eveeeeet yağ 2 su badağı, 2 su bağdağı,2 su badağı

dök fırın pişir. Tatatataaaaam

Bu aralar bir sürpriz merakıdır aldı başını gidiyor. Neyi göstermek istese neyi vermek istese ilk önce gözlerimizi kapattırıyor.

Gözlerini kapat takriben bi 30 sn bekletiyor bitmiyor o bekletme uzuyor uzuyor sonra tatatataaaaam ya bir araba oluyor gösterdiği ya bir yaramazlık geçen kiler dolabından makarnaları dökmüş ama bir mutlu bir mutlu yaptığının yanlışlığını anlatsamda anlamışa hiç benzemiyor.

Bi reklam var hani çocuk AVM'de annesi babası peşinden koşturuyor paketler havalarda uçuyor dün bizde aynıydık. Önde Tarkan tabana kuvvet arkasında baba en arkada topuklularla anne oysa bişeyler almayı hayal etmiştim 20 dk yı geçen bu halimizden sonra ellerimiz boş nefes nefese kalmış bir halde evin yolunu tuttuk.

Olsun ya gene de o eğlendi ya önemli olan bu işte

:)))

Papaaaaay

26 Ocak 2012 Perşembe

Beta Ne İllet Birşeymişsin Sen Düş Artık Yakamızdan


Bugün gene çok ağladı :(


"Anne iğne bitti, asla iğne yooook" diye


Böyle olması beni çok üzüyor ama o iğneleri Nisan ayına kadar her ay vurdurmak zorundayız


Aslında geçen haftayı anlatmam lazım ilk önce.


Daha öncede yazmıştım bu Beta illeti yüzünden çektiklerimizi ve en son temmuz ayında havale geçirmesine neden olan gelişmeleri. O dönem götürmüş olduğumuz Kulak Burun Boğaz uzmanı Tarkan 3 yaşına girene kadar tedbir amaçlı iğne olması gerektiğini yoksa 2. havalenin bu kadar basit olmayabileceğini söylemiş yaşını doldurunca da illaki ameliyat önermişti.

Ama açıkcası doktorun iyi fakat biraz otoriter tarzı bizi tatmin etmeyince yaşını bekleyelim gerekirse başka birkaç doktora daha danışalım demiştik.



Geçen hafta uzun araştırmalarımız sonucunda iki doktor belirledik. Her ikisi de gerçekten çok profesyonel ve çok nazik insanlardı. Ne sorduysak cevaplarımızı aldık.


İlki Tarkan'ın bademciklerinin alınabilecek bir bademcik olmadığını ancak havale geçirmesinin soru işareti olabileceğini ikinciye tekrarlamamış olması nedeniyle biraz kontrol altında tutun dedi. Eğer gene sıkıntılar olursa görüşelim dedi ama kesinlikle ameliyat lafını ağzını bile almadı.


İkinci doktorumuz daha ilgili daha açıklamalı konuştu. Durumu onada izah ettik görüştüğümüz doktorların en iyilerden olduğunu söyledi evet enfeksiyon geçirmiş bir bademcik dedi. Ama oda ameliyat şimdilik önermedi. Sadece nisan ayına kadar gene iğneye devam etmemizi sonra bir müddet kontrol etmemizi sıkıntılar nüksederse belki o zaman tekrar olayı birlikte değerlendirmemizi söyledi. Eğer havale geçirmemiş olsaydı kesin hayır derdim dedi ama havale geçirmiş olması onunda temkinli konuşmasına sebep oldu.


Fazla dedilikodulu bir post oldu öff Sibel hiç böyle soğuk espri yapacak havamda değilim.


Bende istemiyorum iğne olmasını fakat onun iyiliği için bir müddet daha devam etmeliyiz. Umarım sonrasında bademcik ameliyat ve iğne lafları birdaha asla ağzımıza zihnimize yerleşmez.

17 Ocak 2012 Salı

Bilmece????

İlkkez oldu.
İlkkez bişeyler oldu.
İlkkez bi afalladım.
İlkkez noluyoruz dedim.
Benim yapışık ikizim, anne anne deyip başka bişey demeyen oğlum varya.
Hani bazen biraz beni rahat bıraksa dediğim o eteklerimden ayrılmayan oğlum.
Dün bir arkadaşımızın doğum günüydü ona gittik. Oraya gelen bir arkadaşlarının eşinin kucağına oturdu ve bütün gece gözü ondan başkasını görmedi.
Anlattı da anlattı, kadının boynuna sarıldı, pastasını onun yedirmesini istedi, öldür Allah yanımıza getirtemedik. Kadını öptü. Gülüştüler.Hele onlar kalkarken ne ağlamak arkalarından bir görseniz.
Ben bakakaldım, babası bakakaldı.
İlk yazdıklarımın daha fazlasını daha fazlasını en fazlasını hissettim.
Sonra içimdeki bıdır bıdır konuşurken, döndüm çocukla çocuk oluyorsun dedim kendime, nolmuş hoşuna gitti demekki dedim.
Kötü oldum, yok canım dedim abartıyorsun artık dedim gene bir kötü oldum.
Noldum bende anlamadım.
Ama eve geldik oğlum gene kollarımda benim yüzümü okşayarak uyudu.
Bir oooooh dedim.
Bana ne oldu bileniniz var mı?

16 Ocak 2012 Pazartesi

Tekrar Tekrar Yeniden Of Harika Bir Parça



Kimse dinleyememiş öyleyse dinleyin benim gibi dinginleşin:)))))






12 Ocak 2012 Perşembe

Ağzımızın Tadı Bu Olsa Gerek



Kızılcık şerbetinin o ağız buran ekşimtırak tadıyla, bisküvili muhallebinin tatlısı ve tarçının o buram buram kokan eşsiz kokusu birleşince nolur???



Tarkan'ın dediğine göre



"Immhhh çoç cücel çoç cücel" olur



Anne de ağzında kocaman bir gülümsemeyle mest olur.





Bir de geçen yaz topladığı midye kabuklarını atmadığına sevinerek onların aslında bir peçete halkası olabileceğini maaileye gösterip kocacıktan "ooo ilginç güzel olmuş" lafını duyar ya ne kerametli bişeymişsin sen be tatlı.



Bu tatlı seanslarını daha sık tekrarlamalıyım ahh bide o boş zaman denen şey
bana daha sık uğrasa nolurdu ki sanki.

10 Ocak 2012 Salı

Bir Piyano,Bir Keman,Bir Klarnet Aradığım Bunlarmış Aslında

Dün akşam çoook uzun zamandır lafının içinde bolca geçeceği cümleleri kuruyordumki ani bir kararla bu konsere gitmeye karar verdik eşimle.


Başta insan bir vicdan azabı çekiyor. Doğruya doğru. Şimdi tatlı böcük napıyordur, camda bizi bekliyor mudur mızmızlanıyor mudur ......... Acabalar pişmanlıklar o insanın içini yiyip bitiren suçluluk duygusu içinde kendimizi attık bu konsere.


Uludağ Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Gençlik Senfoni Orkestrası'nın beni bu denli mutlu edeceğini, bir klasik müzik konserinin beni bu denli dinlendireceğini, izlerken hayran bırakacağını hiç ummamıştım.













Buda konsere gitmemize vesile olan yeğenimiz .O da bir klarnet solo yaptı ve mest olduk desem abartmam galiba. Herşey, insanlar, ortam çalınan eserler öyle güzeldi ki eşimle söz verdik artık daha sık klasik müzik konserlerine gideceğiz.





Bu arada günlerdir kaybettiğim moralimi bu konserde bulmam da ayrı bir şaşkınlıktı benim için. Demekki insanoğlu bir klarnet sesinde bile bulabiliyormuş mutluluğu.



İçimdeki Çocuk Der ki: Sibel Çok Takma Herşeyi Kafana, Hayatta sevdiklerinle berabersen mutlu olunacak herzaman bişeyler bulabilirsin.

9 Ocak 2012 Pazartesi

Browni Moralimi Düzeltir mi???


Aslında moralim tam yerlerde sürünüyor. Boş boş gezinip duruyorum bir tebessüm belki diye. Tamda bunu gördüm. Umut varmı dersen klasik ben cevabı.


Haayıııır hiç umudum yok.


Tatlı Browni tamda beni gülümsetceek bir hediye vermek istemiş. Çorbada tuzumuz olsun belki yemek nasip olur diye bende yazayım istedim somurtmaktansa.


Bir dünya iş bana bakıyor bense onlara. Keyfim yerine gelirse bi hışım başlarım artık debelenmeye.Bugün pek bi fenayım sormayın. Neyse olur böyle arada bana.


Ben biraz düşüne durayım header ve badgem nasıl olur diye.(bak bak az önce umutsuzdum şimdi havalara girmeye başladım bile keyfim yerine gelmeye başladı galiba ya seviyorum ben böyle şeyleri ya.)


Ben biraz geç bulanlardanım Browni'yi geç buldum bırakmam. Siz de hala onu bulamayanlardansanız eee artık bağlantılarımın üstünü bir tıklarsınız.


Ağzınız ne tatlanacak göreceksiniz. Denendi tavsiye edilir.


Moralim nerdesin????


Tıkır


Tıkır


Tıkır

3 Ocak 2012 Salı

Yılbaşı Geçip Giderken Biz O Gün

Gündüz gezme turunda havuzbaşı fotosu çekmeye uğraşınken,








Maaile büyüklerle yılbaşı yemeğini yedikten sonra halasının bütün gün şişirmeye uğraştığı 60 tane küçücük balon başından aşağı dökülürken,







Baya bir muhabbetten sonra evimize gelip mumlarımızı yakmışken,






Birgün önceden Tarkan'la birlikte uğraşılmış,oğluşun daha çok pastadan arta kalan pudingleri yalayıp yutma işini üstlendiği, üst süslemelerden avucuna aldıklarının bir kısmını midesine büyük bir kısmını yere bir kısmınıda pastanın üzerine serpiştirmiş çam ağacı pastamızı kesmeye hazırlanırken,




Kuruyemiş,patlamış mısır,cipsler dipsoslar, çikolata gibi nerde kilo yapacak bol kalorili şey varsa ve kendimi bunları hazırlayıp alacağım kiloları hesaplar bulmuşken,


















Artık küçüldükleri için son kez giyilebilen yılbaşı panduflarımızı ayağımıza geçirmişken,




Kırmızılarımızı giymiş hafta içi Tarkan'la birlikte kendimize yaptığımız kocaman yılbaşı kartımıza bakıp yazdığımız yazıyı yoğun istek üzerine defalarça okurken,






















Karşımıza koyduğumuz piyango biletimize bakıp bakıp hayallere dalarken,


(bu arada tamı tamına çeyrek bilete 36 TL vurdu neyse bileti almak için verdiğimizi bilet bize geri verdi hayaller başka baharlara)





Biz çok mutluyduk. Hep güzellikleri diledik herkes için herşey için, biz için yavrumuz için.




Mutlu umutlu nice nice güzel yıllara. Herşeyin güzel geçtiği bir yıl olması dileğiyle.