27 Ocak 2010 Çarşamba

Bugün Doktordaydık

Bizim afacanı bugün doktora götürdük. Bir haftadır burun akıntısına birkaç gündür de hırlama ve nadiren öksürükte eklenince doktor amcamız bi görsün dedik. Tabi manzara şöyle odadan girer girmez bizimki doktorun kucağında ve ikisi memleket meselelerini çözmeye koyulmuşlar. Şaka yapmıyorum doktor ya Tarkan biz çözemedik şu memleket sorunlarını inşallah sen çözersin diyor bizimki de hem gülüyor hemde kendince sesler çıkararak ona karşılık veriyor. Neyse doktor güzelce dinledi şükür ciğerlerinde bi sorun yok endişelenecek bi durumda yokmuş. Biraz rahatladım. 3 tane şurup yazdı ve hemşireler ve doktorun kucağından zor bela bize geldi de evimize döndük. Bu arada son günlerde artık iyice artan bu meme emme isteğini ve nasıl bıraktırabileceğimizi sorduk. Artık öyleki abartmıyorum her 5 dk bir meme meme diye tutturuyor. Yani iyice abarttı. Doktor bu aylarda bıraktırmayın bahara doğru dedi. Şu an bi katkısı olmasada gıda olarak psikolojik anlamda çok etkisi var dedi. Bu havalarda bıraktırmaya çalışmanız onun psikolojisini çökertir ve daha çabuk hasta olur dedi. Bakalım bahara doğru bişeyler deniyceğiz. Biraz ayrı kalın diyor ama bunu zannedersem yapamıycam. Ondan ayrı birkaç gece geçirme fikri bile çok imkansız geliyor bana.
Bu kış gerçekten çok çetin geçiyor. Gerçi bi yandanda seviniyorum. Ne zamandır hakkıyla kışı yaşayamıyorduk. En azından bu sene biraz yaşıyoruz. Yaza güzel günler geçirebilmemiz için şart.
Günler şimdilik böyle geçip gidiyor umarım bir sonraki yazımda Tarkan düzelmiş olur da mutlu mesut şeyler yazarım.

21 Ocak 2010 Perşembe

Bugün

Bugün canım gene acıdı halada biraz su serpişsede acıyor.

Dün akşam birkaç hapşırıkla başlayan gece burun hırlaması ve sabah burun akıntısıyla başlayan hastalık mıdır yoksa dişlerden kaynaklı mı( birkaç hafta öncede diş çıkarırken aynısı olmuştu) bir durum hala çözemediğim şey gene başımıza geldi. Benim böyle durumlarda bütün yelkenlerim suya iniyor acım başlıyor. Evet canım bu duruma çok sıkıldı ama canımı bi o denli de acıtan sabah onu bırakırken hafif burun akıntılı gözlerimin içine gitme anne der gibi bakışıydı.

Bütün yol boyunca bu saate kadar muhtemelen akşam ona kavuşuncaya kadar devam edecek olan ne gaddarsın Sibel onu bırakıp çıkıyorsun sesiyle resmen boğuşuyorum.

Ne gaddarım dimi. Oğlum benim gözlerimin içine baktı ve ben ona görünmeden çıkmak zorunda kaldım.

Nefret ediyorum işte bu durumdan. Bana ne elalemin bordrosunda çekinden carisinden aldısından verdisinden. Bana ne bankasından kasasından ben bugün oğlum bana öyle bakarken hastamı değilmi bilemediğim o durumda onu bırakıp çıktım ya şimdi gözyaşı döksem ne yazarki.

İşte sırf bu yüzden çalışma hayatından nefret ediyorum. Onun yanında her istediğim anda olamadığım için sadece telefonla nasıl olduğunu öğrenmek zorunda olmaktan da nefret ediyorum.

Gerçi gün içinde aradığımda iyi olduğunu söylediler ama içimdeki acı hala devam ediyor.

13 Ocak 2010 Çarşamba

Dostluk Elimi Tutar mısınız???



Tuğra paşanın annesinden dostluk ödülüm gelmiş. Sevgili Emine'ciğim dostluğun için içtenliğin ve sevgin için binlerce teşekkürler.Seni ve oğlunu tanıdığım için çok memnunun sanalda olsa tabi. Tabi kural 12 bloğa bana emanet edilen ödülü göndermek. Aslında belki benim yazacağım dostlara da başkaları tarafından gönderilmiş olabilir ama olsun önemli olan benimde sevdiğim dostlar olduğunu anlatabilmek.

Sevgili Yüya'nın(ben Yüya demeği daha çok seviyorum) annesi Elif


Uğur böcüğü İrim Ece'nin Annesi

Aras'ın Annesi (bu arada umarım Aras daha iyidir canım)

Ceylin'in annesi Mine



Paşa Erdem'in annesi Naile



İlyas'ın sarı ve şeker annesi Yeliz (birazda uçuk kaçık seviyorum ama ben bu hallerini acep öyle olmadığımdanmı)



Mert'in annesi Yeşim (seni unuturmuyum)



İncir recelim Fazi



Ece'nin annesi



İkra ve Yüsra'nın annesi



Sude'cim anneni de unutmadım



Selin ve Noah Deniz'in anneleri (uzak diyarlardaki sevgili dost elim)



ve Ceren'imin annesi



Dostluğumu sizlere uzatıyorum, alır mısınız????



Hepiniz belki çok uzaklardasınız ama dostluk aslında uzaklarda olmayla alakalı değilmiş ben 30 yaşında anladım bunu. Çünkü sevincimi paylaşan sıkıntımı paylaşan bazen boşver diğen bazen alkışlayan bazen öğüt veren bazen yol gösteren bazen fikir veren bazen fikir alan kısacası seni senle yaşayan güzel insanlarda varmış hayatta. Güzel diyorum çünkü bütün anneler güzeldir bence insan olarak anne olupda içi kara olan biri olacağını düşünmüyorum. O yüzden hepinize annelik yolunda bana kattıklarınız için çok teşekkürler.

Aslında liste uzun da hepsini yazarsam mimlenecek kimse kalmaz geridekileri düşüneyim dimi.