29 Nisan 2009 Çarşamba

Son Zamanlar ve Bugun Aşı Olduk

Yaklaşık 1 haftadır hiç yazı yazmıyordum. Aslında hergün yazılacak o kadar küçük ve büyük ayrıntılar oluyorki ama ah bide bunları yazacak zamanım olsa. O kadar hızlı geçiyorki şu zaman çoğu şeyi gerçekten o bir güne sığdıramıyorum. Malum çalıştığım için gerçekten şu anki süreç bana baya koşturmacalı geliyor. Sabah 6 - 6,30 arası Tarkan'ın gözlerini açmasıyla uyanıyorum. Biraz onunla sabah muhabbeti yapıyorum çünkü çok tatlı oluyor. Altını değiştiriyorum bu arada bir gülücükler bir mırıldanmalar sormayın gitsin. Öpüyorum kokluyorum ama doymak ne mümkün. Bu süreç bi 15 dk sürüyor sonra üzerini giydirme tabi bu arada genelde mızıldanıyor, çünkü hiç sevmiyor bu faslı. Sonra babasıyla doğru annaneye. Neyseki hem annane hem babanne yakın. Aslında her sabah yaşanan bu süreç hergün içimi burkuyor. Hersabah yavrumdan ayrılıyor olmak, onun hersabah rahatının bozulması bi oraya alışıp bir gelip eve alışması gerçekten zor ya. Bilmem belki bu söylediklerime kızanlar olabilir belki bende önceleri ya çalışmalıyım işte onca yıl emek ver oku sonra evde otur olurmu diyordum ama bu çocuk olayından sonra bütün dünyam gibi fikirlerimde değişti. Gerçekten onun bu çağlarına belki ilerleyen dönemlerdeki bütün ilklerine yaşadıklarına o anda şahit olamıyacağım. Çünkü oğlumun bütün gün yanında annane dede babanne veya halası olacak. İşte bazen bu duygu beni o kadar çok üzüyorki. Ama Türkiye şartlarında oğluma ve kendimize iyi bir yaşam ve gelecek sağlayabilmemiz için çalışmak zorundayım. İşte bu duygu bazen beni geriyor. Bu arada tabi hiçbirşeye artık yetişememekte cabası. Zaten zor bir iş muhasebe. Bütün gün çok dikkat gerektiren bir işi yapmak sonra gel Tarkan'ı al babasıyla, eve getir, yemek hazırla, Tarkan'la ilgilen, emzir, yedir derken onun uykusu geliyor ve tabiki bende bitik bir vaziyette onu uyutmaya çalışıyorum ve direk yatış. Nerdeyse genelde böyle geçiyor günlerimiz ama biraz havalar ısınsın o zaman babişko bizi nerelere nerelere götürcek hergün hayalini kuruyor. Neyse okudum da yazdıklarımı biraz çokmu ağlanmışım.

Dün eşimin küçüklük fotoğraflarından 1 tanesi elime geçti ve onları yayınlamak istedim. Bizim ufaklığı genelde bana benzetiyorlar ama bu fotoğrafları görünce bazı yerlerinin özellikle burun,ağız, ve yanak kısımlarının ona çok benzediğini farkettim.



Bugün 5'li karma aşımızı olduk.Ah yavrum gene uff oldu. Hemde iki bacağından. Ama yavrum o kadar canı sıkıki sadece vurulduğu an ağlıyor sonra hemen susuyor. Bugünde sadece vurulduğu an ağladı sonra hemen sustu arabada da uyudu yavrum bizde annanesine bıraktık işe gittik tabi. Ateşlenir korkusuyla anneme yarım fitil vermesini söyledim ve gün içinde birkaç sefer aradım neyseki ateşlenmemiş bebişim. Hatta bugün babannesi de gelmiş oturmuşlar.

Tarkan yarından sonra babannesinde kalmaya başlayacak artık. Çünkü annemler önce Silifke'ye ablamların yanına sonrada memleketimize gitcekler.Her yazı orda geçirirler. Ama bu yaz onlar için daha zor olacak sanırım. Çünkü annem şimdiden ben Tarkan'sız napıcam ona çok alıştım diyor hatta bana verin onu da götüreyim diyor düşünsenize. Gerçekten özellikle annem için çok zor olacak bu ayrılık. Geçen bir canımı daha burada koyup gideceğim bu sene dedi çok duygulandım. Napalım artık sağlık olsun.

Hiç yorum yok: