Özgür anne de gördüğüm ve içerik olarak çok hoşlandığım aynı zamanda üzerime alındığım bu mimde benimde bir iki sözüm olsun istedim.
Neden yazıyorum:
Aslında bu hikaye 2,5-3 yıl öncesine dayanan blog olayını keşfetmemle başlıyor galiba. Yeni evli olduğum dönemler ve ben habire büyük bir istekle yeni yemekler pastalar börekler yapma hevesindeyim. Kocişe şirin görünmek amaçlı tabi, bu kız hiçbişeyi bilmiyor demesin. Neyse işte ben yemek adları yazdım karşıma portakal ağacı diye birşey çıktı tıklayıp girdiğimde işte bu blog denizine hoop diye düşmüş oldum. Nasıl hoşuma gitti o yemekler tarifler resimler, yazılar sonra ordan diğer bloglara geçtim. Devletşah, Pembelinin Mutfağı, Annemin mutfak kokusu, Yeşimin Mutfağı, Aintab sofrası...... liste aslında çok uzun. Artık pasta börek yemek ne varsa çıktısını alıp dosya yapıyordum. Ama bu arada okuduğum blogların yazdıkları günlük hayatlarıyla ilgili yazıları okuyor, Devletşah gibi bloglardaki farklı konularla ilgili yazılardanda bazı şeyler öğrenmeye çalışıyordum. Bu durum yaklaşık 1 seneden fazla yemek bloglarını takip ederek devam etti. Aslında itiraf edeyim ben bu işin çok zor bişey olduğunu, ne bileyim web sitesi gibi hazırlandığını felan zannediyordum. Sonra birgün Pembelinin ve Nailenin yan bağlantılarında çocuklarıyla ilgili olan yazılarını farkettim ve yeni bir blog denizine tekrar düşmüş oldum. Mine'yi, crestal'ı, Prima'yı, Yeni bir rüya'yıkeşfettim.Ordan başka bloglara ve çocuklara geçtim. Garip bişey belki bu durum roman okumak gibi.Her seferinde yeni sayfalar yeni hayatlar, yeni uğraşlar, yeni bebekler,yeni yüzler tanımak belkide beni bu kadar cezbetti. Zincir gibi ordan bir başkasına geçmek hem zevk vermeye hem merak uyandırmaya başladı. Düşünsenize bir hafta önce hamile fotosuyla gördüğüm birinin bir hafta sonra minik bebeğini görmeye başladım. Ve sonra birgün hamile kaldım. Hiç bilmediğim bişeyi yaşamaya başladım. Neler yapmalıydım, neleri yapmamalıydım, atıyorum beni 4. ayımda veya 5. ayımda neler bekliyor hepsini hem internetten hem bloglardan takip ederek çözmeye başladım. Sonra bebişim doğdu. Zorlu süreçlerden geçtim, işe başladım ve artık sonunda karar verdim bende geri dönüp baktığımda bişeyleri tekrar yaşayabileceğim birilerine bu benim oğlum bakın deyip açıp gösterebileceğim,resimlerini videolarını izleyebileceğim bir günlük yapmalıydım. Ve Tarkan'ın annişini oluşturdum.Ve aslında ne kolay bişey olduğunu anladım. İlk önceleri kimsenin haberi yoktu sonradan yorumlar, takip edenler, bloğuna ekleyenler derken kısa zamanda yol katettim.Hala da devam etmekteyim.(girizgah biraz uzun oldu ama napcan herşeyi yazayım istiyorum)
Nasıl Blogcuyum:
Yani elimden geldiğince, zamanım el verdiğince herkesi takip etmeye çalışan kendi çapında bişeyim işte. Yorum bırakmak favorim. Daha yeniyim o yüzden mükemmelim felan gibi büyük laflar edemiycem ama bişekilde biryerlerde insanların Sibel'de varmış dediklerine yavaş yavaş inanıyorum artık.
Neden Tarkan'ın Annişi:
Ne bileyim birkaç saniyede çıkan bişey çok düşünülmüş değil belki düşünsem gerçi daha karizmatik daha akılda kalıcı bişeylerde çıkabilirdi. Sadece eşime genelde hep kociş derim yada bu aralar babişko demem Tarkan'ın annesi değilde Tarkan'ın annişi koymama sebep olmuş olabilir o kadar.
Neden Blog Okuyorum ve Yazıyorum:
Başta da dediğim gibi yeni hayatlar, yeni olaylar, yeni bebekler, yeni insanlar okumak paylaşımlarını izlemek,yaptıklarından yeni fikirler edinmek, acabalarımın genelde herkeste olduğunu görüp rahatlamak bi tecrübe.Roman okumak gibi, profil analizi yapmak gibi şiir gibi ne bileyim resim yapmak gibi bişey. Yada benmi abartıyorum bilmiyorum ama işte bu şey bana haz veriyor.
Düşünsene boş zamanın var saçma sapan yazılar okuyacağına iki insan sıfatı görüp iki şey öğreniyorsun.
Bide en önemli şeylerden biri çok uzaklarında hiç tanımadığın insanlarla üzüntünü ve sevincini paylaşıyorsun. Serzenişlerini yazabiliyorsun. Ve sana destek verenlerin yorumlarını okuyorsun bir çeşit terapi.Piskolojin düzeliyor haklıyım bak bana destek veriyorlar diyorsun rahatlıyorsun. Daha rahat açılabiliyorsun herkese.Kimse sana ya saçmalamışın yada çok uzattın yada afra tafra üfff püfff demiyor. Bazen sayfalarca yazıyosunda yazıyosun hiç kimse sıktın demiyor.
İlk yazılarıma ve resimlere bakıp şimdiki resimlere baktığımda ne kadar çabuk büyümüş diyebiliyorum.
Uzaktaki teyzeleri yavruyu takip edebiliyorlar.
İddealımıyım:
Ben Koç burcuyum inatçı, çalışkan, hırslı, azaimli bir yapım var. O yüzden mütevazi başlayan ama neden olmasınlarla devam eden bir serüven bu. Neden olmasınki birgün belki birileri de şunu diyebilir ben Sibel ve Tarkan'ı okumaya başlayarak bloger oldum. Sanki benim okuduklarımda başta bu kadar popülermiydiki??? Herşey zamana bağlı. Neden olmasın????
Yazmaya zamanım varmı???:
Şiiiit patronlar duymasın vallaha işte yazıyorum naaapıyım.
Kimim:
Ben 18/12/2008'e kadar hırslı, bazen dikbaşlı, kendini hala çocuk zanneden, gereksiz ayrıntılara kafayı takan, hep en iyisi olmalıyım diye kendini yiyen, bazen çekilmez,hiçbirşeye boşveremeyen, bazen sevimli, herkes gibi bir faniydim. Sonrasındaysa şimdi sadece Tarkan'ın annesiyim. Hiç hırs yapmıyorum, hiç bişey beni üzmüyor çocuğumun sağlığı dışında, bişey olmadıysa olmadı diyorum kendimi yiyip bitirmiyorum ve kendimi çok şanslı hissediyorum Allah-u Teala'nın verdiği bu nimete şükreden biriyim artık.
3 yorum:
iyiki yazdın iyiki burdasın..seni tanıdıgıma cok memnun oldum tatlı tarkanın güzel annesi...
sevgiler
Ayy şımardım yüzüm kızardı.Çok teşekkürler yazdıkların için Mine'cim. Düşünsene seni okurdum bi zamanlar şöyle olmuş buraya gitmiş derdim şimdiyse bunları duyuyorum senden garip bir duygu.
Ben atlamışımm bu yazıyııı. Eline sağlık, iyi ki yazıyorsun.... sevgiler bizden
Yorum Gönder