Aslında masada o kadar iş varki, hepsi sabırsızlıkla bekliyor önce beni işle önce beni yap diye. Amaaa ben deliler gibi ne istiyorum??? Yazmak. Nelermi yazmak o kadar çok şey varki kafamda hepsi çorba gibi. Belki o yüzden de daldan dala konaraktan tek tek basaraktan hepsinin üstüne bir sürü şeyler yazmak istiyorum.
Varya bu aralar şu evlerinde oturup pasta börek yapan, günlere gidip dedikodu yapan, ora benim şura senin gezen, deniz havuz bahçe üçgeninde gününü gün eden blogculara gıpta ile yok yok kıskanarak bakıyorum. Vallaha beni duyanda dört duvar arasına hapis hiçbiryere gidip gezmeyen biri zannedecek. Ama işte tüm bu tarz yazıları okuyup sonra kafamı çevirip tekrar işlere dalan ben için bu kıskançlık olayı yavaş yavaş baş göstermeye, kocişi hadi beni şuraya götür hadi beni buraya götür diye didiklemeye başlamam bir oluyor. Aslında yorgunum ama dışarda olasım var garip bir tezat.
Kociş bazen bloğa koyduğum fotolardan da anlıycağınız üzre kilolu. Hele doğum ve doğumdan sonra sanki hamile olan o, kıvamında kilolarla birlikte almış başını gidiyordu nerdeyse ki Tarkan'la ben hemen önüne geçtik. Kocişte bir bucuk aydır bir spor salonuna gitmeye başladı. Haftanın 3 günü. İlk ay için 4,5 kilo vermişki onun için büyük başarı.Hergün anlatıyor arkadaşlar böyle iyi böyle mükemmel diye cumartesi Tarkaşu onlarla tanıştırmış çok sevmişler benimlede tanışmak istemişler. Bende gezme yaaa hemen atladım üstüne (hakkaten bu aralar gün kadınları gibi gezme merakı başladı yaşlanıyormuyum ne halbuki hiç tarzımdeğildir)saat 9 gibi spordan sonra kociş beni almaya geldi. Zaten çok yakın tam Uludağın eteklerinde bu cehennem sıcaklarında orası bir esintili bir serin püfür püfür. Tarkoşa kapşonlu yeleğini giydirdik pusetine koyduk ve arkadaşları bir üşüştü başımıza. 2 masa yanyana koyduk oturduk dışarı bahçeye. Aman Allah'ım ne sevdiler ne sevdiler her gelen kucağına almak istiyor kızlar inşallah bizimde böyle bir çocuğumuz olur, hele bi kız bana dönüp dönüp bende birtane istiyorum deyip Tarkan'a bi sarılıyor bizimkide kızların kucağında ya ooh yayıldıkça yayılıyor, gülücükler, parmak emmeler, şirinlikler havada uçuşuyor. Gerçi kız dediysem en ufakları 29 felan. İlkkez bu kadar ilgi gördüm ve kendimi resmen prenses veya çok zor birşeyi başarmış biri olarak gördüm. Çünkü masadaki bütün bayanlar evli olmasına rağmen tek çocuğu olan bendim. Ama hepsinde o kadar büyük bir özlem gördümki umarım dedim sizlerde bu duyguyu yaşarsınız çok farklı bişey. Neyse zaten Tarkoş yarım saat sonra pusetinde uykuya daldı ona korunaklı bir yer yaptık ve saat 12 ye kadar hafif esen rüzgarda sohbet, muhabbet, tartışma, yemek, içmek (malum hepsi yemek sevdaları yüzünden kilolu olduklarını kabul edip) üzerine bir sürü konuştuk. Gelsin çaylar gitsin kahveler. İnanın şaka değil ama içlerindeki en zayıf bendim 6 ay önce doğum yapmış biri olarak hemde. Kimisi 45 kilo vermiş 130 kiloymuş yani, işte kimisi 25 kilo vermiş sonra 20 kilo almış tekrar vermeye çalışıyor. Yani anlıycağınız geneli hafif toplu ama herbiri okadar neşeli o kadar zevkli ve kültürlü o kadar güzel insanlarla tanıştım ve sohbet ettimki o akşam çok güzeldi. Saat 12 e geliyordu eve girdik Tarkan hala uyuyordu neyseki ince şeyler giydirmiştim hiç uyandırmadan yatağına yatırdım.
Bu aralar bana gene alışveriş krizleri gelmeye başladı. Çarşıdan çıkmasam diyorum. Geçen hafta kendime çıkıp yazlık elbise, tunik v.s aldım işte fitili ateşleyende bu oldu 1 haftadır ne görsem almaya çalışıyorum. Dün gene bişiyler aldım bu seferkiler gerçi bana değildi Tarkoş'un halasına hediyemiz birde ucuzlamışki herşey sormayın gitsin o yüzden insan her gördüğünü almak istiyor işte zaman olsa onu pek bulamıyorum o kadar.
Bir haftadır bende acayip Funda Arar dinleme isteği doğdu. Döndür döndür dinliyorum.Bunu, bunu, bunu ,bunu. Çok klas bir kadın gerçi bazen oda Seda Sayan vari konuşmalar yapmıyor desem yalan olur ama gene bi hoşluğu var.
Tarkan bu aralar çok tatlı memmemme mem mem mem ,,,, bababa babbababa demelere başladı. Bazen altına kullanmadığım bi sergim var bide alt açmasını seriyorum bezini çıkarıp külot giydiriyorum aman bir hoşuna gidiyor o altının açılması, dön o yana dön bu yana ayakları resmen ağzına sokmaya çalışmalar, bi muhabbet bıdır bıdır bi sesler sonra konuşmalarına ara ara gülmeler ne arasanız var yani.
Bide şeye kızıyorum gene baya uzun zamandır hala devam ediyor. Biri görüyor beni napıyon: çalışıyorum, aaa çocukla zor değilmi: tabiki zor kim kolay demiş, kim bakıyor: şu aralar babannesi halası, bu çocuk seni unutur (bende anlık bir dumur yüz hatlarım aşağı sarkmaya başlıyor) niye ya???? görde bak işte nebileyim benim bir akrabam vardı çocuk şimdi babanneden veya ananeden eve gitmek istemiyor onları annesi sanıyor. Unutur çocuk seni bak gör bütün gün seni görmüyor ya. Eeee ablacım o zaman para verde bende evimde oturayım. Ha böyle diyenlere bir dip not hiçde öyle diğil işten döneyim Tarkan bi üstüme atlıyor kaşım gözüm yanaklarım yüzüm resmen yalanmadık yerim kalmıyor bana öyle bir sarılıyorki (tamam özlüyor bunun farkındayım) buda bana bunu diyen öyle koca koca ablalara kapak olsun haaa.
Temmuzun sonu geldi gidilmesi gereken bir arkadaş evi bir yeni taşınan komşu evi var ve Ramazan'da Ağustosun ortasında. Ben hangi arada hem bu ziyaretleri yapcam hem daha açmadığımız deniz sezonunu Tarkan bey için aralıycam ne zaman evi temizletcem dip köşe kadın alıp, bilmiyorum birini yapsam biri kalıyor. İşte çalışan bayan zorluklarının başlıcası zaman.
Bide bu aralar okuduğum bir mim olayı var hani şu nasıl blogcu oldun kimsin nasıl blogcusun v.s. tarzındaki olan var ya. Çok hoşuma gitti. Kaç gündür niyetleniyorum yazayım diye ama hep bişey çıkıyor bir sonraya atılıyor. Umarım birkaç gün içinde de bununla ilgili bişeyler yazmak istiyorum çünkü uzunca bir hikaye de bu konuda bende var.
Bide bugün Google açarken resminin değiştiğini gördüm açıklamasında Nikole Tesla'nın doğum günü yazısı vardı. Hani şu ünlü elektrik akımı ve alternatif akımı bulan kişi. Hemen aklıma aylar önce okuduğum bazı yazılar geldi. İnternette merak edenler için tavsiye ederim. HAARP yazıp girdiğinizde Haarp teknolojisi ve Tesla teoremiyle ilgili daha doğrusu Amerika'nın bu teoremden yola çıkıp nerdeyse yağmur bulutlarını bile yönlendirebilecek, yer altındaki yüklü elektrik akımını(depremler) boşaltabilecek bi üssü kuzey kutbunda konuşlandırdığını ve buranında Haarp olarak anıldığını bende okuyunca öğrendim. Aslında şok oldum. Okudukça küresel ısınma etkenlerinden birinin belki, Gölcük depreminin gerçek bir deprem olup olmadığının çok bilimsel açıklamalarına kafa yormaya başladım. Aslında oyunlarla çevrili olduğumuzunda farkına varmaya. Göz atma imkanınız varsa tavsiye ederim. Belki bazı şeylerin nedenlerine benim gibi daha farklı bakmaya başlarsınız.
Bide bugün Google açarken resminin değiştiğini gördüm açıklamasında Nikole Tesla'nın doğum günü yazısı vardı. Hani şu ünlü elektrik akımı ve alternatif akımı bulan kişi. Hemen aklıma aylar önce okuduğum bazı yazılar geldi. İnternette merak edenler için tavsiye ederim. HAARP yazıp girdiğinizde Haarp teknolojisi ve Tesla teoremiyle ilgili daha doğrusu Amerika'nın bu teoremden yola çıkıp nerdeyse yağmur bulutlarını bile yönlendirebilecek, yer altındaki yüklü elektrik akımını(depremler) boşaltabilecek bi üssü kuzey kutbunda konuşlandırdığını ve buranında Haarp olarak anıldığını bende okuyunca öğrendim. Aslında şok oldum. Okudukça küresel ısınma etkenlerinden birinin belki, Gölcük depreminin gerçek bir deprem olup olmadığının çok bilimsel açıklamalarına kafa yormaya başladım. Aslında oyunlarla çevrili olduğumuzunda farkına varmaya. Göz atma imkanınız varsa tavsiye ederim. Belki bazı şeylerin nedenlerine benim gibi daha farklı bakmaya başlarsınız.
Aslında yazcak inanın bir sürü şey daha var ama daha çok çorbaya dönmeden herşey, şimdilik bana müsade malum masadakiler iyice savruklaşmaya ve melül melül bana bakmaya devam ediyorlar.
Tarkan'ın bir pozuyla veda edelim o zaman
4 yorum:
sibelciğim şu çalışmayla ilgili söylediklerine aynen katılıyorum çokta sinir oluyorum...
O terbiyesizlere sinir oldum. Seni unuturmuş töbe töbe... Yanıt vermek lazım. Zaten bebek doğdu doğalı herkesin ne çok bebekli tanıdığı akrabası varmış ortaya çıktı. O sizin arkadaşınızın problemidir diyiniz geçinir.z Terbiyesizler. Kıl oldum.
Vallaha arkadaşlar çalışsan bi dert çalışmasan başka dert milletinde zaten ağzı torba değil büzülmüyor. Hani şu çok meşhur bi laf varya anne çocuk mafyası bunlarda o kategoriden. Önceden çok üzülürdüm şimdi artık takmıyorum öğrendim.
şu kilo verme olayına bende takıntılıyım..size mi takılsam ne yapsam acep:))tarkan sevilmeyecek gibi değil ki annesi:))bal bal...
şu çalışma olayına denenlere takma bencede salla gitsin..ha bide o alış veriş olayı bendede var ki sorma gitsin:)))bi bıraksam ipin ucunu toparlayamayacak kimse beni ama:))sili sağolsun frenlemekte beni..:))
haarp olayında bi ara göz gezdirmiştim eşim çok meraklı onun vesilesiyle..takıldımı çıkamıyosun:))en azından ben öyle şu bundanmı şöylemiydi diyerek teoriler üretmeye başladım..bıaktım gitti kafayı yemeden:)))öptm
Yorum Gönder